Eğitim, bir toplumun geleceğini şekillendiren en önemli alanlardan biri. Bu kritik görevi üstlenen öğretmen ve okul yöneticilerimizin iş yaşam kalitesi ise hem onların kişisel mutluluğu hem de verdikleri eğitimin niteliği açısından büyük önem taşıyor. Peki, Denizli özelinde eğitimcilerimizin iş yaşam kalitesi algıları ne durumda ve hangi faktörler bu algıyı etkiliyor? İşte bir araştırmadan çarpıcı bulgular!
Genel Durum: Yüksek Amaç, İyi Kalite!
Yapılan araştırmaya göre, Denizli’deki öğretmen ve okul yöneticilerinin iş yaşam kalitesi genel olarak “İyi” düzeyde seyrediyor. Özellikle mesleklerini yapmada yüksek düzeyde amaç ve hedef sahibi oldukları gözlemlenmiş. Eğitimcilerimizin mesleklerine olan bağlılıkları ve hedeflerinin olması, iş yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyen en güçlü faktörlerden biri.
Bu “İyi” düzeydeki genel kalitenin alt boyutlarına bakıldığında ise en yüksek ortalamanın “İş-kariyer memnuniyeti” boyutunda olduğu görülüyor. Bunu sırasıyla “çalışma koşulları”, “genel iyilik hali”, “işyerinde kontrol” ve “iş yaşam uyumu” takip ediyor.
Geliştirilmesi Gereken Alan: Esneklik!
Her şey iyi olsa da, geliştirilmesi gereken bir alan da var: Esnek çalışma imkanları. Eğitimciler, çalıştıkları okulun “esnek çalışma saatleri/koşulları” sağlama konusunda kendilerine “orta düzeyde” imkan tanıdığını düşünüyor. Bu da, esnek çalışma beklentisinin tam olarak karşılanmadığını ve bu alanda iyileştirmeler yapılabileceğini gösteriyor.
Demografik Özelliklerin İş Yaşam Kalitesine Etkisi
Araştırma, iş yaşam kalitesi algısının bazı demografik özelliklere göre farklılık gösterdiğini ortaya koydu:
Görev Farkı (Öğretmen vs. Yönetici): Okul yöneticileri, öğretmenlere göre işyerinde kontrol, genel iyilik hali, iş-yaşam uyumu, çalışma koşulları ve genel iş yaşam kalitesi algılarında daha yüksek ortalamalara sahip. Öğretmenler ve yöneticiler arasında iş-kariyer memnuniyeti ve iş stresi algısında ise anlamlı bir fark bulunmamakta. Bu durum, yöneticilik pozisyonunun getirdiği farklı sorumluluk ve yetkilerin, iş yaşam kalitesi algısını etkilediğini düşündürüyor.
Cinsiyetin Etkisi: Erkek eğitimciler, kadınlara göre işyerinde kontrol, genel iyilik hali ve genel iş yaşam kalitesinde daha yüksek algılara sahip. Kadınların ev ve iş yaşamının yoğunluğuna rağmen genel olarak iyi bir iş yaşam kalitesi değerlendirmesi yapması ise dikkat çekici.
Eğitim Düzeyi: Lisansüstü eğitime sahip öğretmen ve yöneticiler, lisans mezunlarına göre iş-kariyer memnuniyetini daha yüksek algılıyor. Bu bulgu, akademik gelişimin iş tatminini artırabileceği yönünde ipuçları veriyor.
Çalışılan İlçe (Merkezefendi vs. Pamukkale): Merkezefendi ilçesinde çalışan eğitimcilerin iş-yaşam uyumu algıları daha yüksekken, Pamukkale’de çalışanların iş stresi algıları daha yoğun. Bu farkın, Pamukkale’nin bazı dezavantajlı bölgelere sahip olmasıyla ilişkili olabileceği düşünülüyor.
Okul Büyüklüğü (Öğrenci ve Öğretmen Sayısı): Okuldaki öğrenci ve öğretmen sayısı arttıkça, iş yaşam kalitesi algısı genellikle düşüş gösteriyor. Özellikle 401 ve üzeri öğrencisi olan veya 41 ve üzeri öğretmeni olan okullarda çalışan eğitimcilerin işyerinde kontrol, genel iyilik hali, iş-yaşam uyumu, çalışma koşulları ve genel iş yaşam kalitesi doyumları daha düşük çıkıyor. Kalabalık okulların getirdiği yoğunluk ve karmaşıklığın, eğitimciler üzerinde daha fazla baskı ve stres yaratabileceği düşünülüyor.
Medeni Durum: Araştırmanın ilginç bulgularından biri de, medeni durumun iş yaşam kalitesi algısı üzerinde anlamlı bir fark yaratmadığı oldu.
Önemli Çıkarımlar ve Öneriler
Bu araştırma, eğitimcilerimizin genel olarak işlerinden memnun olduğunu ve mesleklerine bağlı olduklarını gösteriyor. Ancak, bazı demografik özelliklere göre yaşanan farklılıklar ve esnek çalışma imkanları konusundaki beklentiler, iyileştirme alanlarına işaret ediyor.
Eğitimde kalitenin artırılması için;
Öğretmen ve okul yöneticilerine daha rahat çalışma koşulları ve esnek çalışma imkanları sağlanması büyük önem taşıyor.
Lisansüstü eğitime teşvik, iş-kariyer memnuniyetini daha da artırabilir.
Büyük okullardaki yoğunluğun dengelenmesi ve öğrenci/öğretmen sayısının iş yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor.
Eğitim çalışanlarımızın iş yaşam kalitesi ne kadar yüksek olursa, bunun eğitim sistemimize, öğrencilerimize ve dolayısıyla geleceğimize o kadar olumlu yansıyacağı unutulmamalıdır.

Listen As A Podcast

Share This Story, Choose Your Platform!