Eğitim finansmanı, ülkelerin kalkınma ve toplumsal refah düzeylerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinden okullara doğrudan ödenek gönderilmesi uygulaması, 2022 yılı Ağustos ayında temel eğitim kurumları (anaokulu, ilkokul, ortaokul) için ilk kez başlatılmış bir uygulamadır. Bu yenilikçi yaklaşım, okul yöneticilerine harcama yetkisini devrederek eğitim hizmetlerinin daha etkin yürütülmesini hedeflemektedir. Bu blog yazısı, söz konusu uygulamanın okul yöneticileri nezdindeki yansımalarını ve bu konudaki görüşlerini derinlemesine inceleyen bir araştırmanın bulgularını özetlemektedir.
Doğrudan Ödenek Gönderiminin Olumlu Yönleri
Araştırma bulgularına göre, MEB bütçesinden okullara doğrudan ödenek gönderilmesi ve harcama yetkisinin okul yöneticilerine devredilmesi, okul yöneticilerinin tamamı tarafından olumlu karşılanmıştır. Bu uygulamanın “doğru bir uygulama” olduğu, okulların acil gereksinimlerinin doğrudan karşılanmasına olanak tanıdığı ve bürokratik süreçleri azalttığı belirtilmiştir. Özellikle il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen ödeneklerin önceki dönemlerde hakkaniyetli dağıtılmadığı düşüncesi, bu yeni sistemin eşitliği ve adaleti teşvik ettiğine dair yaygın bir kanaat oluşturmuştur. Yöneticiler, okulun kendi bütçesini yönetebilmesinin, eğitim-öğretim faaliyetleri için hazırlıklı olunması ve ortaya çıkan sorunların hızlıca çözülmesi açısından oldukça olumlu bir gelişme olduğunu vurgulamaktadırlar.
Ödenek Kalemleri ve Yeterlilik Konusundaki Görüşler
Ödeneklerin gönderilme kalemlerine ilişkin olarak okul yöneticileri, mevcut kalemleri (temizlik, kırtasiye, makine-teçhizat, spor malzemeleri) büyük ölçüde uygun bulmakla birlikte, bu kalemlerin esnetilmesi ve sayısının artırılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Okulların ihtiyaçlarının sadece kırtasiye ve temizlik malzemesinden ibaret olmadığı, proje, sosyal faaliyetler ve spor malzemeleri gibi farklı alanlar için de ödenek ayrılması gerektiği belirtilmiştir. Mevcut ödeneklerin okulların gereksinimlerini karşılamakta çoğu zaman yetersiz kaldığı, hatta toner veya fotokopi kağıdı gibi temel giderleri dahi karşılamakta güçlük çekildiği yönünde görüşler yoğunluktadır. Bu nedenle, birçok okulun ihtiyaçlarını karşılamak için okul aile birlikleri ve hayırsever desteklerine bağımlı kaldığı gözlemlenmiştir.
İhtiyaç Analizi ve Ödenek Belirleme Kriterleri
Ödeneklerin okulların gereksinimleri göz önüne alınarak gönderilip gönderilmediği hususunda okul yöneticilerinin büyük çoğunluğu, ihtiyaçların yeterince dikkate alınmadığını düşünmektedir. Ödenek miktarlarının genellikle öğrenci sayısına göre belirlenmesi, okulun konumu, sosyoekonomik yapısı, fiziksel durumu ve özel gereksinimli öğrenci varlığı gibi diğer önemli faktörlerin göz ardı edildiği algısını yaratmaktadır. Yöneticiler, dezavantajlı okullara pozitif ayrımcılık yapılması, detaylı ihtiyaç analizleri yapılması ve ödenek taleplerinin dikkate alınması gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca, kapı, pencere tadilatı gibi rutin bakım ve onarım giderleri için de ödenek ayrılması gerektiği vurgulanmıştır.
Yönetici Yeterliliği ve İş Yükü
Doğrudan ödenek yönetimi uygulamasının okul yöneticilerinin iş yükünü artırdığına dair yaygın bir görüş bulunmaktadır. Yöneticiler, bu yeni sorumlulukların evrak işlerini çoğalttığını ve eğitim-öğretim faaliyetlerine ayrılan zamanı azalttığını belirtmişlerdir. Ancak, iş yükündeki artışa rağmen, ödeneklerin okullara ulaşmasından duyulan memnuniyet nedeniyle bu durumdan fazla şikayetçi olunmadığı gözlemlenmiştir. Yöneticilerin büyük çoğunluğu, bütçe yönetiminde zamanla yeterli hale geldiklerini ifade etmekle birlikte, bu süreçte deneme-yanılma yoluyla öğrendiklerini ve konuyla ilgili hizmet içi eğitimlere ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.
Ödenek Gönderimindeki Düzensizlikler ve Talep Mekanizması
Uygulamanın başlangıcından (2022 Aralık) sonra bir süre ödenek gönderilmemesi, yöneticiler arasında endişe yaratmıştır. Bazı yöneticiler bu durumu Maraş depremi gibi mücbir sebeplere bağlarken, genel beklenti ödeneklerin düzenli ve belirli aralıklarla (örneğin, üçer aylık dilimler halinde) gönderilmesidir. Okullardan talep alınmadan gönderilen ödenekler ise eleştirilmekte, bu durumun yanlış malzeme alımına yol açabileceği ve ihtiyaçların tam olarak karşılanmasını engelleyebileceği ifade edilmektedir. Yöneticiler, özellikle zorunlu giderler dışındaki kalemler için talep mekanizmasının işletilmesinin, kaynakların daha etkin ve ekonomik kullanılmasına olanak sağlayacağını düşünmektedirler.
Sonuç ve Öneriler
Merkezi bütçeden okullara doğrudan ödenek gönderilmesi, eğitim sisteminde olumlu ve ileriye dönük bir adım olarak değerlendirilmektedir. Ancak uygulamanın tam potansiyeline ulaşabilmesi için bazı iyileştirmelerin yapılması gerekmektedir:
Esneklik ve Çeşitlendirme: Ödenek kalemleri, okulların tüm gereksinimlerini kapsayacak şekilde esnetilmeli ve çeşitlendirilmelidir.
İhtiyaç Odaklılık: Ödenek miktarları belirlenirken sadece öğrenci sayısı değil, okulun konumu, sosyoekonomik yapısı ve özel ihtiyaçları gibi kriterler de dikkate alınmalıdır.
Düzenli ve Şeffaf Gönderim: Ödeneklerin düzenli aralıklarla ve öngörülebilir bir şekilde gönderilmesi, okul yönetimlerinin planlama yapmasını kolaylaştıracaktır.
Yönetici Eğitimi: Okul yöneticilerine bütçe yönetimi ve harcama prosedürleri konularında kapsamlı hizmet içi eğitimler düzenlenmelidir.
Talep Mekanizması: Temel ihtiyaçlar dışındaki harcamalar için okullardan talep alınması ve bu taleplerin karşılanmasına öncelik verilmesi, kaynakların daha verimli kullanılmasına katkı sağlayacaktır.
Bu iyileştirmelerle, merkezi bütçeden doğrudan okullara yapılan ödenek aktarımının, Türk eğitim sistemine daha fazla katkı sağlaması ve okullarımızın gereksinimlerini daha etkin bir şekilde karşılaması mümkün olacaktır.

Listen As A Podcast

Share This Story, Choose Your Platform!