
Sosyal Destek Algısını Etkileyen Faktörler
Bireyin stresli durumlarla başa çıkmasında ve psikolojik iyilik halini korumasında sosyal destek kritik bir rol oynamaktadır. Bulgular, devlet koruması altında yetişen bireylerin sosyal destek algılarının bazı demografik değişkenlerle anlamlı bir ilişki içinde olduğunu göstermektedir:
• Yaş: 18-25 yaş grubunun algılanan sosyal destek düzeyi diğer yaş gruplarına göre daha düşük bulunmuştur. Yaş ilerledikçe sosyal çevrenin genişlemesi ve toplumsal kaynaklara erişimin artması bu durumu etkileyebilir.
• Medeni Durum: Evli ve eşi vefat etmiş bireylerin sosyal destek algıları, bekar ve boşanmış bireylere göre anlamlı derecede daha yüksektir. Evlilik kurumunun sağladığı duygusal ve araçsal destek bu farklılığı açıklayabilir.
• Eğitim Seviyesi: Lise ve üzeri eğitim seviyesine sahip bireylerin sosyal destek algıları, daha düşük eğitim seviyesindekilere kıyasla daha yüksek çıkmıştır. Eğitimin sosyal çevreyi genişletmesi ve gelir düzeyini artırması bu sonucun nedenleri arasında sayılabilir.
• Aile Figürü: Ailesi olarak ebeveynlerini, akrabalarını veya koruyucu ailesini gören bireylerin sosyal destek puanları; ailesini kurum çalışanları veya arkadaşları olarak tanımlayanlara göre daha yüksektir.
• Anne ile Görüşme Sıklığı: Anne ile görüşme sıklığı arttıkça algılanan sosyal destek düzeyi de artmaktadır. Özellikle annesiyle her gün görüşen bireylerin en yüksek sosyal destek puanına sahip olduğu görülmüştür.
• Cinsiyet: Sosyal destek algısı ile cinsiyet arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.
Aile Aidiyeti Duygusunu Belirleyen Unsurlar
Aidiyet, bireyin kendini bir gruba ait hissetmesi ve kimliğini bu mensubiyet üzerinden tanımlamasıdır. Aile, bu duygunun ilk yeşerdiği yerdir. Aile aidiyetini etkileyen faktörlerin sosyal destekle büyük ölçüde paralellik gösterdiği ortaya çıkmaktadır:
• Yaş ve Medeni Durum: Sosyal destekte olduğu gibi, 46-64 yaş grubundaki bireyler ile evli ve eşi vefat etmiş olanların aile aidiyet puanları en yüksek düzeydedir.
• Cinsiyet: Sosyal destek algısında farklılık yaratmayan cinsiyet değişkeni, aile aidiyetinde anlamlı bir rol oynamaktadır. Yapılan incelemede, erkeklerin aile aidiyet puanları kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur.
• Eğitim Seviyesi: Lisans mezunu bireylerin aile aidiyet duygusunun diğer eğitim gruplarına göre belirgin şekilde daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
• Aile Tanımı ve Görüşme Sıklığı: Ailesini biyolojik ebeveynleri veya akrabaları olarak görenler ile annesiyle düzenli (“her gün” veya “haftada bir”) görüşenlerin aile aidiyet puanları en yüksek seviyededir. Bu durum, kan bağına dayalı ilişkilerin aidiyet duygusunu güçlendirdiğini göstermektedir.
Genel Değerlendirme ve Sonuç
Devlet koruması altında yetişen bireylerin sosyal destek algıları ve aile aidiyet duyguları, yaş, medeni durum, eğitim seviyesi ve biyolojik aile ile kurulan bağların niteliği gibi pek çok faktörden etkilenmektedir. Özellikle evlilik kurumunun ve ileri eğitim seviyesinin, bireylerin sosyal destek ağlarını güçlendirerek aidiyet duygularını pekiştirdiği görülmektedir. Bireylerin ebeveynlerini ve akrabalarını “aile” olarak görmeye devam etmeleri ve onlarla ilişkilerini sürdürmeleri, aidiyet hissini korumada kilit rol oynamaktadır. Bu bulgular, devletin sunduğu bakım hizmetlerinin yanı sıra bireylerin sosyal ağlarının ve aile bağlarının desteklenmesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Listen As A Podcast
This blog post was automatically generated by AI using the article as the source. Some data may have been lost during the creation process. You are encouraged to review the original article.
Click here for the original article.
BARDAKCI, ŞÜKRÜ. (2025). Investigation of Social Support Perception and Family Belonging of Individuals Raised Under State Protection. International Society That Learn Journal, 2(1), 252-272. https://doi.org/10.64782/istlj2247252272
BARDAKCI, ŞÜKRÜ. (2025). Investigation of Social Support Perception and Family Belonging of Individuals Raised Under State Protection. International Society That Learn Journal, 2(1), 252-272. https://doi.org/10.64782/istlj2247252272